Başarıya giden yol ortak akıl ve iş birliğinden geçer. Ortak hareket etmeyenler, birlik ve beraberlik içerisinde olmayanlar ve en önemlisi bilgi ve birikimine değer vermeyenlerin başarılı olması mümkün olmaz, olamaz.

Bunun içindir ki kurum ve kuruluşlar paneller, çalıştaylar düzenleyerek ortak akıl üretip iş birliği yaparak sektörlerinde başarıya ulaşmaya çalışırlar.

Ben yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde panel, sempozyum çalıştaylarına katılmaya çalışıyorum. Bu toplantılarda çok önemli bilgi sahibi oldum, oluyorum da.

Evet, Çalıştay deyince aklımıza ne geliyor?

Çalıştay bireylerin ortak bir konu üzerinde çalışmalarını, düşüncelerini ve öğrenmelerini sağlayan uygulamalı bir eğitim tekniğidir.

Daha net ifadeyle çalıştay kendi dallarında uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere değerlendirme amaçlı kullanılan bir tekniktir.

Bu tür toplantılara çalıştay denir.

“Çalıştaya neden ihtiyacımız var?” diyenleriniz olabilir.

Özellikle iş hayatımızda meslektaşlarımızın bir arada etkin bir şekilde sektör sorunlarımızı bilimsel olarak inceleme yaparak ilgili konu üzerinden daha etkin sonuç ortaya koyarak hedeflediğimiz, arzu ettiğimiz, beklentilerimizin karşılığını almamızda büyük önem taşıyor.

Bu nedenledir ki on iki-on üç (12-13) Mart’ta Ankara’daki sektör temsilcilerinin katılımıyla yapacağımız çalıştay çok önem arz ediyor. Hatta bunu bir milat olarak kabul edebiliriz.

Bu bağlamda, bu çalıştayın gerçekleşmesine büyük bir özveriyle çalışarak imza atan Bahattin Başkanımı tebrik ediyorum.

Bu çalıştayın içeriğine girmeyeceğim.

Sadece bu çalıştaya giden yol bilgiden geçtiğine göre sektör adına bilginin önemini ön plana çıkaracağım.

Bilim servetten üstündür; çünkü sen servetini korursun bilimde seni korur. ”İnsanlara faydası olmayanları ölülerden sayın gitsin diyor” Hazreti Ali. Bilgi almak ve vermek güzel bir tebessümden daha uzun ömürlüdür.

Çalıştaydan beklentilerimiz; gönüllerimiz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmamızın bir anlamı yok!

Ahlakın, ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir sektöre ivme kazandırabilir miyiz?

Kayıt dışı olduğu halde ayıbın en büyüğü kendisinde olmasına rağmen bu ayıbıyla başkalarının ekmeğiyle oynamasına bir çare bulabilir miyiz?

Söyleyene bakmak yerine söylenene bir bakabilsek. Dünyadaki en kıymetli iki nimetin bilim ve ahlak olduğunu bilebilsek.

İnsanda bilgi ve terbiye yoksa güzelliğin, şıklığında bir öneminin olmadığını; yapmamız gereken hayırlı faydalı işleri yarına bırakmamız gerektiğini bir bilsek!

Yarın olur, olur da içimizden birinin olmayabileceğini bir idrak edebilsek.

Bazen fırsatlar yaz bulutu gibi gelip geçebilir!

Elimizde fırsatlar varken bu çalıştaydan faydalanalım.

Biliyorsunuz fırsatlar karınca yürüyüşüyle geliyor; yıldırım hızıyla gidiyor.

Buyrun gelin çalıştayımıza.

Gelemiyor musunuz?

O zaman takip edin!