Yazıma Şeyh Edebali’nın bir sözüyle başlamak istiyorum; "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözlerine dikkat çekerek bir ülke için yapılacak en önemli yatırım insan kaynağına, özellikle de gençlere yapılan yatırımdır. Bilgi her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de bilgi en büyük sermayemizdir. Bilgiye yapılan yatırım sizi de hedefe ulaştırır. Ne kadar öğrenirseniz o kadar kazanırsınız. İnsan kendine emek verip yatırım yaparsa tahtını ve tacını da kendisi yapmış olur.

Sürekli kendinizi yeniden keşfederek geleceğe yatırım yapılmalısınız. Bilgi problem çözer, para üretir. Bilgiyi beklersen sana geleni alırsın ama eğer bilgiye gidersen istediğin her şeyi alırsın. Bilgiye, argeye, kurumsallaşmaya önem vermeyen her konuda geri kalmış olur. Bilgiye dayalı yapacağınız analizler ve istatistikler yatırım yapacağınız sektörde karşılaşacağınız tehlikeleri size önceden haberdar etmesini sağlar.

Gelişmiş ülkelerin bu günlere gelmesindeki en büyük etken insana, dolayısıyla kalifiye elemana yaptıkları yatırımdır. Buna karşılık az gelişmiş ülkelerde ise ekonomik kalkınmanın iş gücünü yetiştirme konusunda ciddi ve hayati problemler yaşamaktadırlar. İnsanlar köprüler, yollar, binalar, kara ve deniz limanları vs. yapabilirler ama nihayetinde bunlarında bir ömrü vardır. Fakat insana yapılan yatırım nesilden nesile devam eder hal böyleyken ülkemizde ve de özellikle bizim sektörümüzde insana yapılacak yatırım en önemli konu olmasına rağmen üzülerek söylüyorum durum tersine işliyor. Önceliğimiz yatırım yaparken yatırımın yalnızca parayla yapılmadığını, emeğin, alınterinin en önemlisi de beyin ile yapılan yatırım olduğunu bilinmesinde fayda var. Eğer kişinin literatüründe bunlar yoksa emeğini zamanını sermayenizi boşa harcamış olur.

Kaybedilen para geri gelebilir ama zaman ve emek geri gelmez. Eğer "A" şıkkınızın yanında "B" şıkkınızın yoksa birden fazla düşünmelisiniz. Asla tek bir gelire güvenmeyin ve ikinci bir kaynak için yatırım yapın. Bizim sektöre yatırım yapacak kişi ve kişiler şu hataya düşebiliyor. Dışarıdan bakıldığı zamannhalı temizleme işinde nasıl olsa alt yapıya gerek yok, mesleki bilgiye gerek yok, elaman ise kendim yaparım, sudan başka bir masraf yok, devletin istediği resmi bir kayıt yok, yıkanan halıların %80'i kar diyerek giriyor sektöre. Bütün birikimlerini koyuyor ortaya ama işin içine girince hiç de öyle olmadığını görünce iş işten geçmiş oluyor.

Oysa ki bizim sektörümüz zahmeti büyük, sıkıntısı yüksek, sabır ve özveri isteyen bir iş koludur. Bu iş kolunda teknoloji ne kadar gelişse de teknolojiyi kullanacak insana ihtiyacımız var. Bunun için insana yapılan yatırım önceliğimiz olmalı. Benim literatürümde takdir edilmeyi değil taklit edilmeyi tercih ederim.

Dolu insanları takip etmekten boş insanları kaçırdığıma fazla üzülmem. Haklı olduğunu zaman şahitlik ediyorsa doğru yoldasındır demektir.

Teferruatlar her daim geride kalır insana yapılan yatırım seni ileriye götürür.