Değerli Dostlarım,

Hayırlı bereketli bol kazançlar diliyorum.

Dostlarım,

Şimdiye kadar yazdıklarım sebebiyle bazen teşekkür bazen eleştiri aldım.

Arayan meslektaşlarımla yaptığımız görüşmelerde;

Yazdıklarımızdan etkilenip kayıt dışı, yanıltıcı reklam, fason ve ucuz fiyat gibi mesleğimizin kemikleşmiş kronik sorunlarına daha duyarlı olduklarını; kendi firmalarını ön plana çıkararak daha kaliteli hizmet vermeye başladıklarını belirttiler.

Değerli meslektaşlarım,

Anadolu da sıkça kullanılan bir atasözümüzde der ki “Horasanda halı ve kilim dokunuyor ama soran yok,

Enine mi?

Boyuna mı?”.

Her defasında dile getirdiğimiz,

Halı Yıkama sektörünün meslek kriterleri bir türlü belirlenmediği ve uygulamaya girmediği için, ekonomik krizlerden en çok etkilenen sektörlerin başındayız.

Dışarıdan bakıldığında çok basit görüntü veren, yatırım maliyeti istemeyen;

7-8 bin liralık bir araç ve 2-3 bin liralık broşür, reklam bütçesi ile başlanabilen,

Maalesef başladığı hafta içerisinde geri dönüşümü başlayan bir sektördeyiz.

Öncelikle sektörümüzü bu görüntüden bir an önce kurtarmalıyız.

Ardından,

Bilgi paylaşımı ve istişare yoluyla sorunlarımızın kısmen de olsa üstesinden geleceğimize inanıyorum.

Dilim döndüğünce de bunun için çabalıyorum.

Tabi bunlarla beraber Oda ve Devletimizin ilgili kurumlarıyla birlikte çalışarak emek verdiğimiz mesleğimizi ve işletmelerimizi daha iyi yerlere getirmeliyiz.

Maliyetlerimizin her yıl yüzde 25 ve 30 artığını görüyoruz.

Maliyetleri düşürmek için sudan ve elektrikten tasarruf edip, ucuz kimyevi ürünler, ucuz poşet kullanarak kaliteli hizmet vermenin mümkün olmadığını da biliyoruz.

Yakıt, personel ve kira gibi kalemlerin gider maliyetimizi daha fazla artırdığını görüyoruz.

Kirada tasarruf veya indirim yapmamız mümkün değil! Üstüne bir de her yıl zamlı ödüyoruz.

Yakıt aynı!

Personel maaşlarına her yıl enflasyonun çok üstünde zam yapıyoruz!

Tüm bu kalemleri toplayarak düşündükten sonra sormak istiyorum:

Halı,

Enine mi?

Boyuna mı dokunuyormuş?

Karar sizin.

Saygılarımla.