Gün geçmiyor ki TL'nin herhangi bir şey karşısında değer kaybettiğine dair farkındalığımız artmış olmasın. Geçtiğimiz gün, bu yılın başında 3.5 TL'ye aldığım Trabzon Ekmeği'nin 10 TL olduğunu öğrendim. Yani yılın başında iş ortağımız olan halı yıkama işletmeleri 1 metrekare halı yıkayarak 2 adet Trabzon Ekmeği alabiliyorken metrekare fiyatını 10 TL'ye güncelleyebilen dostlarımız aynı emek ile sadece 1 adet Trabzon Ekmeği alabilecek.

Ayçiçek yağı bir çok haberde gündem olmuştu. Bu tür gıda ürünleri ihracata yönelik üretildiği için yurt içinde fiyatlaması dünya piyasalarıyla senkron oynayabiliyor. Bir ay içinde neredeyse 3 katına çıkacak şekilde TL karşısında değeri arttı Ayçiçek yağının. Mesela bu yılın başlarında 10 metrekare halı yıkayarak 5 litre ayçiçek yağı alabilen halı yıkama işletmeleri şu sıralar 25 metrekareye yakın bir halı yıkama yapması lazım ki aynı ayçiçek yağını alabilsin.

Bu tam olarak ülkenin topyekûn fakirleşmesidir dostlar. İnsanların rakamları takip edip fiyat güncelleyecek haceti kalmadı. Sürekli emtia alım - satım işi yapanlar meseleyi bir rezerv para birimine bağlamış durumda. Ya dolar veya euro üzerinden her mala değer biçiliyor. TL ile fiyatı veren otomobil şirketleri ön ödeme yapıp otomobilini bekleyen müşterilerine bile fiyatlarını güncelleyerek mal teslimi yapıyor.

Fiyat güncelleme demişken bunun adı güncelleme de zam da değil. Bu kelimenin tam anlamıyla upgrade etme (bir üst seviyeye geçmek). Ekonomi tabirleri arasında olmasa da bu düzeyde zamların her bir yandan yağdığı bir ortama yeni bir kelime gerektiği kanaatindeyim.

Daha önce fiyatlama ile ilgili bir kaç ölçme yöntemi vermeye çalışmıştım. Bunların sayısını artırmak gerekiyor. Türkiye geneli ortalama metrekare fiyatlarının 2,5 TL olduğu 2006 yılına geri gidelim.  200 gr ekmek o tarihte 35 kuruştu. Yani 1 metrekare halı yıkayarak 7 ekmek alınabiliyordu. Sosyal devlet ilkesi kapsamında ekmeğin fiyatını etkileyen buğdayın fiyatı TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) tarafından baskılanmasına rağmen ekmek karşısında halı yıkamanın değeri her yıl gerilemiş. Şimdi soruyorum size. Halı yıkamanın fiyatını kim baskılıyor?

Fiyatı dünya piyasalarına paralel ayarlanan mallar karşısında halı yıkamanın değerini hesaplamaya gerek var mı bilmiyorum. Çeyrek altın yine 2006 yılında ortalama 40 TL idi. Yani 16 metrekare halı yıkayıp bir çeyrek altın alabiliyordunuz. Bugün 126 metrekare halıyı 10 TL'den yıkarsanız çeyrek altın alabilirsiniz.

Kalkınacaksak hep birlikte kalkınmalıyız. Ben ihracat yapan bir şirketin müdürü olarak meseleden çok etkilenmesem de sektörün halini gördükçe içim cız ediyor dostlar. Bu meslek kutsal bir meslek. Sahip çıkmak, birlikte yükselmek, yükseltmek gerek.

Şu an sektörün en büyük problemi fiyatlama. Eğer işletmeler fiyatlarını doğru pozisyona alamazsa bazı işletmeler kapatacak, bazılarıysa turşu suyu ile susuzluğunu gidermeye devam edecek. Ama nereye kadar?