Bu yazıları yazmaya başladığım ilk günden beri halı yıkama mesleğinin kutsallığından dem vurup durdum. Yahu kimse de demiyor ki ne kutsallığından bahsediyorsun. Her türlü hakarete ve iftiraya maruz kalan biz, birbirini korumak yerine oh olmuş diyen biz, mesleğe her türlü suçu yakıştıran yine biz. Ne tepkisi?

Kardeşim sokakların temizliğinden sorumlu belediye işçileri şehirde yaşayan insanların ruh ve beden sağlığı için hangi vazifeyi üstleniyorsa kat kat fazlasını halı yıkama işletmeleri üstleniyor. Üstelik daha fazla hammaliye karşılığında daha az kazanç sağlayıp, her türlü hakarete maruz kalarak.

Bu yazıyı yazmama sebep olan hadise bir hayli mide bulandırıcı. Antalya'da çiftçilikle uğraşan 55 yaşındaki C.H.'nin evine gelen halı yıkama personeli borcunu ödemeyen adama tecavüz ettiği iddiasının yer aldığı haber, sektörde mesleğin sahipsiz olduğunun ayan beyan kanıtıdır. Yahu kardeşim mesleğinize dil uzatılıyor. Mesleğiniz lekelenmeye çalışılıyor. Buna hep birlikte tepki koymamız gerekmez mi?

Haberin detayını incelerseniz halı yıkama isminin orada geçmesine sebep olacak herhangi bir nedene rastlayamazsınız. Olay borç verme ve verilen borcu tahsil etme üzerine gerçekleşiyor. Halı yıkama ile uzaktan yakından alakası yok. Eskiden bu tip haberler medyaya yansıdığı zaman mesleği temsil eden bir oda veya dernek başkanı çıkar mesleğin namusunu korumak adına hadiseye açıklık getirirdi. Kamu vicdanında mesleğe halel gelmesine engel olurdu. Fakat herkes sus pus olmuş kendi meslektaşını gömme derdinde. Kardeşim bu ülkede dünya devi Uber'e karşı taksiciler bir oldu. Memlekete sokmadı Uber'i. Avukatları, gazetecileri, doktorları genelleyerek mesleki anlamda rencide edici bir haber çıksa ortalığı ayağa kaldıracak binlerce meslektaşı var. Mesleki birliktelik böyle günlerde belli olur.

Bakın herhangi bir araştırma yapmadığım halde, sadece 2 gün üst üste çıkan haberin detaylarından öğrendiğim kadarıyla bile, haberi yapan şahsın "halı yıkama" kelimesini kullanmasının yersiz olduğunu anlayabiliyorum. Kaldı ki suçlanan şahıslar serbest bırakılmış. Ayrıca mağdur olduğunu iddia eden kişilerden alınan doku örnekleri daha karşılaştırılmamış.

Bir diğer konu ise meslek etiği. Çalıştırdığınız personele işe alım sözleşmenizde evlere girip halı almayacağını, müşteri evinin içerisine adım atmanın iş akdi feshine neden olacağını muhakkak belirtin. Bu konuda teslim fişlerinizle müşterilerinizi bilgilendirin. Telefonda bilgi verin. Aksi taktirde iftira veya gerçek bir çok hırsızlık, namus vs. davaları ile muhatap olmanız an meselesi.

Allah göstermesin böyle bir kaç olay yaşanırsa mesleğinize kara çalınmış olur ve evlere halı almaya giderken bile çekinerek gidersiniz. Her ne kadar bu günlerde işlerin yoğunluğu ile boğuşmak zorunda olsanız da mesleğinize ve meslektaşınıza yapılan her türlü kötü muamele size yapılmış sayılır ve tepkinizi ortaya koymak zorundasınız.

Not: Yazılarımın amacı bu mesleğin kutsallığına gerçekten inanmış olmamdır. Konuyla ilgili yazımdan dernek başkanı dostlarımın alınmayacağı kanaatindeyim. Bu bir duruş meselesidir. Bu mesleği icra eden, adres adres gezip birer ikişer metrekare halı hesabıyla evine ekmek götüren emekçi kardeşlerimizin yatırımları ile kocaman bir sektör olduk. Onların hakkını savunmak bu meslek vesilesiyle kazanç sağlayan, dili laf yapan, eli kalem tutan herkesin vazifesidir. Konu ile ilgili Antalya Profesyonel Halı Yıkamacılar Derneği Başkanı Uğur Yılmaz'a verdiği detaylı bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum. Ben de bu konunun takipçisi olacağım.

Haber 1

https://www.haberler.com/160-tl-lik-borc-icin-bana-tecavuz-ettiler-12080890-haberi/

Haber 2 

https://onedio.com/haber/bir-ciftci-160-tl-icin-bana-tecavuz-ettiler-demisti-supheli-sahistan-tuhaf-savunma-874173