Değerli Dostlarım;

“İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır” atasözünden hareketle bu yazımda iğneyi kendime batırarak öz eleştirimi yapmak, bir nebze olsun kanayan vicdanımı rahatlatmak ve kendimi eleştirmek istedim.

.

Acaba ben mi çok hassas davranıyorum;

Kafama takıyor; takıntılı yaşıyorum?

Yalnız ben mi giderlere yetemiyor, gelir giderimi dengeleyemiyorum?

Yalnızca bende mi ve benim gibi düşünenlerde mi bu kadar çok sorun var? diye düşünmeden, kendime sormadan edemiyorum.

.

Değerli Meslektaşlarım,

.

Yalnızca biz mi para kazanamıyoruz?

Araçlarımızı yenileyemiyor; makine parkurumuzu bir türlü tamamlayamıyor, makine ve ekipmanlarımızı değiştiremiyoruz?

.

Sadece bizde mi personel ve kalifiye eleman sorunu var?

Sadece biz mi müşterilerle sorun yaşıyoruz?

Vergisini ödeyen, SSK’sını yatıran sadece bizler miyiz?

.

Çalışan personelime imkanlarım çerçevesinde en yüksek ücreti ödediğimi düşünürken bile her maaş ödediğimde;

Kirasını nasıl ödeyecek?

Mutfak masrafını nasıl karşılayacak?

Çocukların okul masrafına nasıl yetişecek?

Kısacası, bu maaşla evini nasıl geçindirecek? sorusunu kendime sormadan edemiyorum!

.

Peki, sadece benim mi vicdanım sızlıyor?

.

Kayıt dışı, kaçak, fason çalışanlar yalnız bizim mi sorunumuz?

Akaryakıt, elektrik, su ve tedarik malzemeleri fiyat güncellemesi adı altında her gün katlanarak artarken, yapılan bu zamları sadece biz mi görüyoruz?

.

Kısacası sorun ben ve benim gibi düşünenlerde mi?

Ya da ben ve benim gibiler çok mu yorulduk?

.

Belki de yaşlandık!

.

Saygılarımla.