Kolektif şuur toplumdaki insanların sahip oldukları ortak duygu ve kabulleri ifade eden terim olarak tanımlanıyor. Kolektif şuur, toplumun fertlerinin tek bir ruh ve duygu etrafında birleşmelerini sağlıyor, böylece toplumların devamında önemli bir rol oynuyordu.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.*

Böl, parçala, yönet, toplulukları kolaylıkla alt etmenin en bilinen yoludur. Kendinize yönetmek istediğiniz bir grup belirler, önce grubu ikiye böler, sonra iki grubu parçalara ayırır ve bu parçaları kolaylıkla yönetirsiniz. Karşınızda kolektif hareket eden bir grup olmadığı sürece onları ütmekte zorlanmazsınız. Maalesef dünya üzerinde güç odaklarının çoğu, insanları bu şekilde yönetiyor.

Kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan.*

Kolektif hareket eden gruplara toplum daha da kıymet veriyor. Ülkemizdeki mesleki sivil toplum kuruluşları içerisinde en kolektif hareket eden yapılara mercek tutalım. Karşımıza servis şoförleri, taksiciler, otobüs-minibüs şoförleri gibi taşıma ağırlıklı hizmet veren meslekler çıkıyor.

Üzüm üzüme baka baka kararır.*

Peki bu meslekler kolektif hareket ederek neler yapabildiler?

En başta kanun koyuculara kendi mesleklerini koruyan tedbirler aldırmakta çok mahirler. Mesela hiç bir fabrika kendi personellerini otobüs veya minibüs alarak istediği gibi taşıyamıyor. Güzergah belgesi alması gerek. O araçla herhangi bir yere yolcu taşıyamaz, belirlediği ve beyan ettiği güzergahı kullanmak zorunda. Mesela kimse ücreti karşılığında yolcu taşıyamaz. Korsan taksicilik suçtur. Mesela dünyadaki taksicilik anlayışını değiştiren UBER firması ülkemizde faaliyet gösteremiyor.

İtle yatan bitle kalkar.

Mesela otobüs ve minibüs firmaları kendi mesleklerini korumak ile alakalı onlarca belki yüzlerce yasa geçirdi. Taksi ve otobüs plakası sahiplerinin devretme hakkı var. Devletin kendi alanlarında herhangi bir zorlayıcı yasa çıkarması durumunda toplu halde hareket ederek kanun koyuculara yasal olarak lobi ile mukavemet gösterebiliyorlar.

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.*

Bunun yanında bir de berberleri - kuaförleri örnek gösteriyoruz.

İsteyen herkes bir kuaför veya berber dükkanı açamıyor. Belge lazım. İsteyen istediği gün ve saatte çalışamıyor. Odanın belirlediği günler ve saat aralığında çalışabilirsin. İsteyen istediği fiyata bu işi yapamıyor. Fiyat tarifesi diye bir şey var.

En çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalaması sensin. Jim Rohn.

İşimle alakalı bir kaç dernekte üye ve yönetici olarak bulundum. Bu derneklerin en başarılı olanları genellikle aynı duygu ve ideal etrafında toplanmış kolektif şuura sahip insanlardan oluşuyordu.

Genellikle yeni kurulan derneklerde heyecan yüksek olur. İlk toplantılar ile bir yıl sonraki toplantılar arasında şöyle bir fark olur. Üyelerden bazıları derneğe ve ideallerine yürekten bağlanmış bir şekilde yıl boyunca özverili çalışmalar yapar ve toplantılara devam ederken bazıları dernekten ve kolektif şuurdan kopmuş hatta istifa etmiş olur. Bir de bir yıl sonra ekipte insanlar birbirlerini bilinçli ya da bilinçsiz eğitmiş - etkilemiş olur.

Körle yatan şaşı kalkar.*

İlk toplantılarda bu dernekçilik ne işe yarıyor sorusunu soran ve emek vermeyenler genelde bir yıl sonraki toplantıda dernekten ayrılmış olur. İnsanların dernekten sivil toplum kuruluşlarından beklentileri farklılık gösterebiliyor. Kimi ticari anlamda satış yapabileceği insanları ararken kimileri de başarılarını paylaşabileceği bir onay grubu buluyor. Bazı insanların sosyalleşme ihtiyacına karşılık bulmak derneklerle mümkün oluyor. Bazı insanlar da mesleki dernekleri ahilik geleneğine uygun amaçlarla kullanabiliyor.

Armut dibine düşermiş.*

Atalarımız yukarıda sıraladığımız sözleri boşuna söylememiş. Ormanlar bile yalnız ağaçlara kıyasla verimli yağmurları kendi üzerine çekiyor. İnsanlar büyük işleri yalnız başına başarmayı düşünmemeli? Nitelikli insanlarla vakit geçirmek size ve çevrenize fayda sağlar. Elden geldiği kadar mesleki dernek toplantılarına katılıp kolektif hareket etmek, halı yıkama sektörünün sorunlarının çözümü ile alakalı bir olmak gerekiyor.

*Türk Atasözü