Merhaba Aziz Dostlar,


Halı yıkama sektörünün emekçileri, işverenleri, çalışanları merhaba.

Sabahın serinliğinden gecenin karanlığına kadar ailesine helal rızık temin etmek için koşturanlar merhaba.

Merhaba işini seven, saygı duyan, en iyi şekilde yapmaya çabalayan kardeşlerim.

Şampuancı, makineci, etiketçi, poşetçi vb. Sektöre hizmet eden, ürün üreten, geliştirdikleri ürünlerle yön gösteren, ufuk açan, istihdama ve ihracata katkı sağlayan tedarikçi dostlar size de merhaba.

Merhaba, karşılık beklemeden zamanlarını hatta bazen paralarını çekinmeden halı yıkama sektörü için harcayan, "sivil toplum kuruluşu (stk)" olarak teşkilatlanmanın önemini bilen, "birlikten kuvvet doğar" inancını benimsemiş; birlikte omuz omuza hareket etmenin kazandıracaklarının farkında olan dernekler, yöneticileri, üyeleri.

Merhaba bir şekilde halı yıkama ile yolu kesişen medya mensupları, kişisel gelişimciler, bürokratlar, fuarcılar

Ve asıl size merhaba bu sektörden rızık teminimize vesile olan kuzeyden güneye, doğudan batıya güzel ülkemin her yanındaki hangi görüşe, etnik kökene ve inanca sahip olursa olsun yurdum insanı.


Sevgili dostlar,

Halı yıkamanın yegâne medyası olan bu platformda yazılarımla sizlerle buluşmam için rica eden değerli kardeşim Özge Hanım’ı tabii ki kıramazdım. Öte yandan kendimde mesuliyet hissettim, adeta yazmak zorundayım dedim. Neden mi?

Bilirsiniz, Osmanlı'da yaşı 63 ü geçenler, kendilerine yaşları sorulduğunda Peygamber Efendimizin (SAV) bu yaşta vefatına hürmeten yaşlarını söylemez, "haddi aştık" derlermiş. Eh ben de haddi aşmanın eşiğinde olduğuma göre vakit geçmeden yaşanmışlıklardan süzülenleri talip olanlarla paylaşmayı arzu ettim.

Ben neler yazacağım?

Herkes sahip olduklarının zekâtını vermek zorunda değil mi? Parası, malı mülkü olan onların zekâtını vereceği gibi, ilmi olan ilminin, tecrübesi olan tecrübesinin, şöhreti olan şöhretinin vs. zekâtını vermekle mükellef.

Ben de ilkokul çağlarında mahallenin top sahasında iki bardağı beş kuruşa su satarak başlamış, ortaokul çağlarından itibaren Tahtakale'nin tozlarında yuvarlanmış, ticaret lisesi, ekonomi fakültesi, ilahiyat MYO okumuş, önemli şirketlerde profesyonel yöneticilik yapmış, onlarca ülkeye iş seyahati yapmış, yurt içi ve yurt dışında satış-pazarlama teşkilatları oluşturmuş, seminerler vermiş; 22 yıldır da sanayicilik yapmış olmanın benim hayat torbama doldurduklarının zekâtını verme gayretinde olacağım inşaallah.

Konu sınırımız yok. Fakat umumiyetle iş idaresi ve kişisel gelişim konuları ağırlıklı olacaktır. Yazı periyodunu ise yola çıktığımızda birlikte belirleyeceğiz. Şimdilik ayda bir gibi başlayacağız.


Yazılarımı okuyacak herkesten ricam, bu yazıdan itibaren lütfen tenkitlerinizi de takdirlerinizi de yazmaktan çekinmeyin. Yorumlarla katkıda bulunmanız da ayrıca beni memnun edecektir. Böylece hep birlikte istifade etmiş oluruz. Bununla beraber hiçbir kimse ile hiçbir konuda polemik içine girmeyeceğimi, herhangi bir polemikte de taraf olmayacağımı belirtmekte fayda mülahaza ediyorum.

Bu vesileyle bütün dostları en samimi duygularımla selamlıyor, ortaya çıkabilecek kusurlardan, sürç-ü lisanlardan dolayı şimdiden affınızı istirham ediyorum.

Allah nasip ederse gelecek yazımız "İşletmelerde maliyetler ve fiyatlandırma" konusu ile ilgili olacaktır.

Sağlıcakla kalın.