Değerli Meslektaşlarım;
Bu yazımda onaltı yıldır emek verdiğim ve severek yaptığım halı yıkama mesleğini, layıkıyla icra ettiğime inandığım halı yıkama sektöründe;
‘’Neden patron olamıyoruz?”
sorusunu sorarak cevabını birlikte bulalım istiyorum.
Biz neden ve nerede hata yapıyoruz?
Bu yazımda bu konuyu kaleme almak istedim.

 

Telefonlara bakan biz.
Kayıtları işleyen biz.
Servise çıkan biz.
Halıları taşıyan biz. 
Tozunu alan, yıkayan, asan, toplayan, süpüren, havını alan, paketleyen ve poşetleyen biz.
Araca yükleyen, teslim eden biz.
Biz, Biz, Biz.

 

Halıları aldık yıkadık ve teslim ettik, bitti mi?
Biter mi? Bitmez. 

Kanayan yaramız, bitmeyen şarkımız bu. “Biz


Müşteri sorunları ile cebelleşen, çözmeye çalışan biz.
Makine, donanım, araç bakım ve onarım işleri ile ilgilenen biz.
Hem satın almayı, hem ödemeleri yapan biz.
Kısacası Muhasebe, Gelir ve Gider işlemlerini yapan takip eden biz.

 

Evet, yukarıda saydıklarımın tümünü biz yapıyoruz.
Maşallah 10 parmağımızda 10 marifet. Allah nazarlardan saklasın.

Şimdi biz bütün bunları yaparken, “yaptıklarımızda başarılı mıyız?” asıl cevaplanması gereken soru bu.
Ben başarılı olduğumuzu düşünmüyorum.

Değerli dostlarım,
Evet, bunların hepsini hatta daha fazlasını yapıyoruz.
Karşılığında sağlığımızı hiçe sayarak, Ailemize, sevdiklerimize ve en önemliside geleceğimiz olan çocuklarımıza ayıracağımız zamandan çalarak yapıyoruz.

Telefona bakacak personelimiz yoksa
Servis şoförü ve servis personelini çalıştıramıyorsak,
Yıkama ve paketleme ustalarımız yoksa,
Tesis içerisinde çalıştıracak kalifiye personelimiz yoksa,
En az bir müşteri temsilcimiz yoksa,
Makine ekipman arıza bakım ve onarımları ile ilgilenecek personelimiz yoksa,
Satın alma ve pazarlama personelimiz yoksa,
En önemlisi muhasebecimiz yoksa,
Patron olamayız! 

 

Bırakın patron olmayı, patron yardakçısı bile olamayız.
Durun hemen karamsarlığa kapılmayın.
Büyüyünnce belki, 
Belki Patron yarısı oluruz!

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, 

Saygılar,
Nihat Ağar