Dinlemeyi ve öğrenmeyi bilmiyoruz ama gündem değiştirmekte bir numarayız!

Birini dinlerken anlatılan şey dikkatimizi çeksin veya çekmesin bir süre sonra dikkatimiz dağılıyor, aklımız başka yerlere gidiyor ve karşımızdakini dinlememeye başlıyoruz.

İster bireyselde, ister sosyal medyada; dergide, ister konferans salonlarında hayati önem taşıyan bilgiler paylaşılırken dinlemeyip başka şeyler düşünüyoruz veya oyalanacak bir şeyler buluyoruz.

Günde vaktimizin %70-%80’nini iletişim için kullanıyoruz. Bu zamanı bölersek %9’nu yazmak, %16’sını okumak, 30’nu konuşmak, %45’ini de dinlemek için kullanıyoruz.

Yine de dinleme ve anlama konusunda başarısızız.

Eğer anlamış olsaydık, anlatılan konusunda yorum yapardık.

Neden anlamadık diyorum? Çünkü gündem değiştirmede bir numarayız. Şahsi fikrim bu yönde.

Son 17 yıldır etkinliklerimizi ve eğitimlerimizi sektörün eksikliklerine göre düzenliyoruz.

Etkili iletişime dair eğitimleri kaç defa vermemize rağmen şahsi düşüncem PHTYD olarak hata yapıyormuşuz. Yeni anladım.

Eğitimde önceliğimiz dinleme, anlama, anladıktan sonra realiteye geçirmek olmalıymış. Kesinlikle bu alanda bir eğitime ihtiyacımız var. Bu durum önceliğimiz olacak.

Bir çoğumuz dakikada ortalama 125 kelime sarf ederken, iş anlamaya geldiğinde bu 400 kelimeye kadar çıkabiliyormuş.

Ancak bir konuşmacı konuşurken %75’mizle başka şeylerle uğraşmaya devam eder ve konsantre olamazsak anlamamız normaldir.

Hal böyle olunca senin beklentilerin karşılanmaz tabi… Üstüne bir de hiçbir katkın olmadığı halde nerede bu yetkililer diye feryat edersin.

Neyi dinleyeceğimize egomuz karar veriyor.

Aslında dinlemek eylemi hem iş hem özel hayatımızda çok önemli.

Dinlemek eylemi doğru bir şekilde gerçekleşmediği zaman sadece ilişkilerimiz değil, kariyerimiz de zedeleniyor.

Oysa dinlemek sabır ve dikkat isteyen bir süreç.

Ve dinlemek sadece kulakla yapılan bir eylem değil.

Beynen ve kalben dinlediğimiz zaman zihnimizde bir şeylerin kalacağını bilmek lazım.

Son zamanlarda ana kademe olarak bizler ve dernek başkanlarımız, tedarikçi dostlarımız bireysel olarak da sektörümüzle alakalı resmi ve gayri resmi olarak bütün yollar denemesine rağmen istisnalar hariç

Bunun en önemli nedeni Türkiye’deki kayıtlı esnaf ve çalışanımızın sayısı!

Maalesef gerçek bundan ibaretken birimiz değil, hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

Gündem değiştirmekte değil, sorun çözmede bir numara olmalıyız.

Bu da ancak iyi bir dinleyici olursak gerçekleşecek.

Rabbim okumayı, öğrenmeyi; öğrenip de amel edebilmeyi nasip etsin.

Hepinizi en kalbi duygularımla selamlarım,

Azem Kökez