Risklere genel olarak baktığımızda risklerin temelinde ve sonucunda bireysel olmayan kayıplar vardır. Toplumun genelini etkileyebilen riskler sosyal, hukuksal, sayısal, ekonomik, fiziksel ve doğal afetler olarak sayılabilir.

Bireysel, kişisel riskler belli bir zümreyi etkilerken; doğal afetler toplumun her kesimini etkiler. Riskler kalem kalem değişiklik gösterebilir. Örneğin statik ve dinamik riskler daha birçok kalem sayabiliriz. Statik riskler ekonomi ve finans sektöründe daha çok görülür. Dinamik riskler ekonomideki gelişmelerin anlık değişimden dolayı birtakım kayıplar sonucu ortaya çıkabilir.

Kişisel riskler erken ya da beklenmedik ölümle sonuçlanan risklerdir ki emeklilik hayali kurup yeterli gelire sahip olamama, hastalık, sakat kalma, malul kalma, işsiz kalma gibi birçoğunu bu grupta sayabiliriz.

Tehlikeyi, riski fark edip o riskin tamamlanmasına, analiz ve değerlendirmesine ilişkin yönetim politikalarının, prosedürlerinin uygulanmasını sistemli, objektif bir şekilde tamamlanmak; riskleri minimuma indirmek için çok önemlidir.

Ülkemizde son yıllarda doğal afetlerden dolayı can kayıplarıyla karşı karşıya kaldığımız günlerimiz çok olmaya başladı. Maalesef sektör olarak doğal afetler ve iş kazalarına karşı işleme koyabileceğimiz bir doğal afet planımız yok! Ne deprem ne heyelan ne çığ ne sel ne de yangına karşı. Genel afetler umumu etkiliyor üstelik. Peki, sektörümüzün bunlara karşı hazırlığı var mı?

4857 Sayılı İş Kanunu ile iş yerlerimizde risk değerlendirmesi zorunlu hale geldi! Bu yönetmeliğin amacı, iş yerlerimize içerden veya dışarıdan gelen kazaların bertaraf edilmesi için önlemler almak.

Ne acıdır ki sorsam yüzde seksenimizde deprem sigortası, iş yeri, mesken ve araçlarımızda yangın tüpü yoktur.

Bunlar olsa hiç olmazsa riskleri minimuma indirmeye yardımcı olur.

Sektör olarak -istisnalar hariç, bırakın önlemi adeta davetiye çıkartıyoruz!

Birkaç kalem bile söylesem yeterli! Diğerlerini siz tamamlayın.

Birincisi ve de en önemlisi elektrik yerleşim şeması yok. Panolar rutubetin içinde. Mach fırçanın kablosu ıslak zeminde dans ediyor! Koruyucu ekipmanları bırakın, ayakta çizme yok! Kaygan zemine karşı hiçbir önlem yok.

Daha çok kalem sayabiliriz. Bizdeki düşünce “Boşver, bir şey olmaz” mantığıyla hareket etmek. Kısacası hafife almamız, vurdum duymazlıktan öteye geçemiyoruz!

PHTYD olarak yıllardır başta şahsım ve Bahattin Başkanım yasal boşluklarımızın önceliğimizin neler olduğunu söyleyerek, özellikle risklere karşı önlem alabilmemiz için her platformda dile getiriyoruz. Fakat yaşanan afetlere karşı ders alamıyoruz.

Rabbim hiçbir kimseye afet göstermesin. Meslektaşlarımızın başına afetler geldiği zamanda, nerede eksiğimiz vardı denmiyor; nerede bu devletten çok, nerede bu dernekler diye hayıflanıyorlar.

Ben bu işe bir anlam veremiyorum!