Anadolu’nun fethiyle beraber Türklerin inancı, kültürü ve sanatı da bu topraklara onlarla beraber girmişti. Büyük Selçuklu’dan elimizde kalmış hiçbir halı ya da kilim örneği yok fakat; 13. yüzyılın başlarından bizlere ulaşan Konya Selçuklu halıları, Büyük Selçuklu’nun devamı niteliğinde sayılabilir. 1905 yılında kaşif Martin, Konya Alaeddin Camii’ndeki Selçuklu halılarını keşfedene dek, bu halılar kimsenin dikkatini çekmemişti. Martin bu halıları, 1908’de -biri text diğeriyse levhalardan oluşan yarım metrelik boyda olmak üzere- iki ciltten oluşturduğu, A History of Oriental Carpets Before 1800 (Vienna,1908) eserinde yayımladı.

Aral İmzalı "Anadolu Halısı; Ruhumun Dili, Sözümün Rengi..." Aral İmzalı "Anadolu Halısı; Ruhumun Dili, Sözümün Rengi..."

Boyutları 5-6 metreyi bulan bu büyük, karakteristik halılar; iri ve dik hatlı kufi yazılar, geometrik desenlerle harmanlanmış bitki motifleri ile süslenmiş böylece Selçuklu devrinin en abidevi örneklerini yansıtan eserler haline gelmişti. Bu halılarda, camii için yaptırıldığından dolayı figür bulunmuyor.

Son yıllara gelene kadar hayvan figürünün Selçuklu halılarında kullanıldığı bilinmezken, 1990 yılında New York Metropolitan Müzesi adına alınan bir halı tüm bilinen gerçekleri yok etmişti. Bu halının Tibet’teki Çinlilerce tahrip edilen bir Budist tapınağından getirildiği biliniyordu. Bulunan bu halıyla birlikte Tibet’te dört farklı halı daha keşfedilmişti. Halılarda kullanılan yünün cinsi, dokuma tekniği ve renkleri incelendiğinde diğer Anadolu Selçuklu halıları ile aynı karakteristik özellikleri gösterdiği görülmüştü. Teknik analizler bunlardan bazıların 13. ve hatta 12. yüzyıldan kaldığını göstermişti.

Selçuklu dönemi hayvan figürlü bu halıların, 14. yüzyılda hayvanlı figürlü halılar olarak yeniden bir gelişim safhası yaşadığı görülüyor. Bu halıların ilk kez, başta İtalyanlar olmak üzere Avrupalı ressamların resimlerinin içerisinde dekoratif olarak kullanıldığı biliniyor. Anadolu’nun hayvan figürlü halılarında kullanılan bu karakteristik hatlar ve motifler 16. ve 17. yüzyıl boyunca devam ediyor; fakat sonrasında kayboluyor.

Editör: TE Bilişim