Dernek nedir? Niçin kurulur? En kestirme cevabı Dernekler kanunumuzun başındaki dernek tanımıyla şöyle alabiliyoruz.

"Kazanç paylaşımı dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları"

Bu tariften yola çıkarak şu tespitleri sıralayabiliriz:

       1- Dernekler kazanç elde etmek için kurulmaz. Kâr gayesi güdülemez.

       2- Dernek kurucularının belirli ve ortak bir amacı olmalıdır. O zaman yola çıkmadan, karar vermeden önce kurucular şu soruları kendilerine sormalılar. "Amacımız ne? Niçin dernek kuruyoruz? Vizyonumuz ne olacak? Ne kadar sürede nereye ulaşmak istiyoruz?

       3- Dernek üyeleri bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek durumundadırlar. Burada -çalışma- ve -sürekli- kelimelerine dikkatinizi çekmek isterim. Herkes bilgilerini, birikimlerini aktararak derneğin hedeflerine ulaşması için ara vermeden çalışacak. Bilirsiniz; bizde birisine dernek üyeliği teklif edildiği zaman ilk duyacağınız cümle: "Dernek bize ne verecek?" olur. Halbuki doğru cümle; "Ben derneğe ne verebilirim, derneğin amaçlarını gerçekleştirebilmesi için ben nasıl katkı sunabilirim" olmalı değil mi?

Günümüz dünyasında demokrasilerde sivil toplum kuruluşları (STK) önemli fonksiyon icra etmektedirler. Baskı grupları olarak ülke yönetimine dolaylı olarak katkı sağlamaktadırlar. Yöneticiler ve siyasiler bunu göz ardı edemezler. Dernekler STK’ların en yaygın ve etkili örgütlenme şekilleridir. Bu sayede üyelerinin ihtiyacı olan yasal düzenlemeleri elde etmeleri daha kolay olur. Tek başlarına hiçbir kapıyı çalabilmeleri mümkün değilken dernek olarak resmi ve sivil mercilerde muhatap kabul edilebilirler.

Dernekleşmenin önemli katkılarından biri de üyelerin bilgi ve tecrübelerinin paylaşılmasına imkan sağlamasıdır. Bu vesileyle herkes üye sayısı kadar insanların oluşturdukları bilginin tamamına ücretsiz ulaşabilirler. Kendi takıldığınız çözemediğiniz bir mesleki sorunu danışıp yardım alabileceğiniz birçok meslektaşınız olmaktadır.

Üye olduğumuz dernek vasıtasıyla yeni ve geniş bir çevre de elde etmiş oluruz. İnsanların gittikçe yalnızlaştığı zamanımızda birçok ortak noktamız olan dostlarımız olur. Dernekler etkili bir sosyalleşme vasıtasıdır.

Sağlıklı çalışan dernek sayesinde piyasada fiyat istikrarı oluşur. Haksız ve yanlış rekabetin önü kesilir. Mesleki disiplin yerleşir. Üye işletmeler kâr eder. Mesleki sanayi sitelerinin ve kooperatifleşmelerin önü açılır.

Bütün saydığımız olumlu yönlerin yanında dernekleşmede maalesef gözden kaçırılmaması gereken bazı negatif yanlar da var. Öncelikle kurmuş olmak için dernek kurulmaz. Onun bunun derneği var, biz de kuralım, "bizim" derneğimiz olsun gibi gerekçelerle dernek kurulmaz. Mutlaka en başta doğru yol arkadaşları ile yola çıkmak, derneğin niçin kurulduğunu net olarak belirtmek hem resmi tüzüğü hem de dernekteki işleyişi yazılı olarak ortaya koymak şarttır. Özellikle kuruluş aşamasında benim "profesyonel dernekçi" dediğim, işi gücü, gerekli gereksiz, yerli yersiz dernek kurmak olan zatlardan uzak durmak gerekir.

Birlikte bir gayeye hizmet edeceğimiz arkadaşlarımızın gizli bir ajandası olmamasına özellikle itina göstermeliyiz. Yani derneği kendi farklı emellerine alet edip, özel bazı başka hedefleri için derneği basamak olarak kullanmak niyetinde olanlara karşı da fevkalade uyanık olmalıyız.

Bir de her yerde görünme sevdasında olan; her fotoğrafın içinde olayım, illaki bir sıfatım olsun, herkes beni tanısın arzusuyla yanıp tutuşan, psikolojik tatmin peşindeki arkadaşlarla da birlikte hareket etmek inanın ki imkansızdır. Bitmez tükenmez arzuları ve beklentileri sizi tüketir.

Son olarak hiçbir toplantıya gelmeyen, herhangi bir konuda çivi çakmayan, hiç zamanı olmayan, sürekli çok yoğun (!) üyeler sizi çıldırtabilir. Bir müddet sonra "acaba en boş adam ben miyim" diye kendinizi sorgulamaya başlarsınız.

Evet sevgili dostlar; bir hayli netameli bir konuda kalem oynatmaya cüret ettim. İnşallah faydalı olur. Bu yazımda hiçbir şahıs ve kurumu kastetmediğimi, sadece bilgi ve tecrübe aktardığımı belirtmek isterim.

Allah'a emanet olunuz.