...istisnalar hariç, ben bilgi olarak alacağımı aldım lüksüne girenlerin, hiçbir şey alamadığının idrakine varamamaları...

Allah’ın ilk emri oku değil mi? “Zümer Suresi 9. Ayet”.

Geçmişte bilgi kaynağı insanların hafızasındaydı. Sonra yazı bulundu insanoğlu sözü kalıcı hale getirerek gelecek nesillere doğru aktarmak için kitaplar yazmaya başladı. Bu da toplumların gelişimini sağladı. Ebedi olarak gelecek nesiller faydalansın diye kütüphaneler kuruldu. Bu kaynaklardan istifade edilerek medeniyetler inşa edilmeye başlandı.

Okuma zekayı geliştirir. Okunan kelime, hikâye, roman, kitap, dergi, gazete, köşe yazıları vesaire insana beyin jimnastiği yaptırarak konsantrasyonunu geliştirir, ufkunu açar.

Çünkü okumak kişinin olayları, fikirleri daha iyi analiz etmesini sağlar; düşünme yeteneğini arttırarak, sorunları daha kolay çözmesini ve de bilgi dağarcığını artırmasına yardımcı olur.

Hiçbir bilgi değersiz değildir. Gün gelir değersiz dediğiniz bilgi, sizin can simidiniz olabilir. Bilgiyi, eğitimi, ar-geyi, inovasyonu, çerçevesini, dünyadaki müspet veya menfi gelişmeleri takip edemeyip; analiz edemeyen toplumlar, bilgi çağının gerisinde kalır. Bu toplumların süper güçlere muhtaç kaldıklarını ve hatta köle durumuna düştüklerini hep görmüyor muyuz? Bunun en baş nedenlerinden biri de okumamaktır.

Rabbim insan oğlunu kendi iradesi dışında yaratmıştır. İnsanoğlu kendini okumak suretiyle geliştirir. Okumak ruhu yüceltir, akıl ve zekayı öldürmez. Hatta en çok da akıl ve zekamızı geliştirmek, önümüzü görmek, günahı, sevabı, hayırlıyı, hayırsızı anlamak; kötülüklerden kurtulmak, faydalı işlere imza atmak, çevremize, ailemize, ülkemize, temsil edilen sektöre faydalı birer eser bırakabilmek için okumalıyız!

İstikbalimiz için Kur’an ahlakıyla ahlaklanmak, iyi bir geleceğe layık olabilmek, efendi; hanımefendi olmak, çocuklarımıza örnek olabilmek için okumalıyız.

İlimsizlik, bilgisizlik ve cehaletin önünü açar mı? Açar.

Sevgisizlik, saygısızlık yüzünden insan insandan bıkar mı? Bıkar.

Okuyarak bilgi sahibi olmak, bunların önüne geçer mi? Geçer.

Okumak insana sadece yeni bilgiler kazandırmaz insana bilginin ötesinde ve ona ilaveten bir farkındalık ve bir bakış açısı kazandırır.

Gelelim meslektaşlarımızın okuma alışkanlığına!

20 yıldır PHTYD sayesinde ülke genelinde bir birlikteliğimiz var.

Başlangıçta sektör ile ilgili yeterince bir bilgi akışımız yoktu. Çünkü sosyal medya, dergi vesaire yoktu. O zamanları eli öpülesi meslek pirlerimiz, üstatlarımız ve tedarikçi paydaşlarımızın duruşlarıyla; katkılarıyla beraber şükürler olsun bu günlere geldik!

Son yıllarda sektörümüzün aynası, dayanağımız “halı yıkama haber” ve diğer iletişim kanallarımız sayesinde bugünlere gelindi. Gelindi de işte bu saydığım kriterler sayesinde gelindi.

Sanki makina icad oldu, mertlik bozuldu; öküz öldü, ortaklık bitti havasına girmiş durumdayız. Nedeni -istisnalar hariç, ben bilgi için alacağımı aldım, lüksüne girenlerin hiçbir şey alamadığının idrakine varamamaları! Çünkü okumanın bilginin sonu yoktur.

İsterseniz örnek vereyim. Bölgesel derneklerimiz pasivize duruma düşmüşler. Tedarikçi paydaşlarımızın tanıtım, fuar heyecanı kalmamış.

Bütün bunlar okumayı, okutmayı, öğrenmeyi, öğretmeyi, öğrenip de bilgi paylaşımını gidermememizin nedenleri…

Okumanın ne kadar önemli olduğunu idrak edemememizden kaynaklanıyor.

Hiçbir bahanemiz olmasın.24 saatin üç, dört saatini sosyal medyaya ayırıyoruz. Bu zamanın birazını da okumaya ayırsak, eğitilmiş toplumların arasında kendimize de yer buluruz!

Ömür dediğin üç gündür, o da bugündür. Dün, geldi geçti. Yarın ise meçhuldür. O halde ömür dediğin, bu gündür.

Biraz oku. Okuyanı, okutanı, yazanı, çizeni, takip et! Zaman sana fırsat verir. Sen zamanı ayarla. Zaman vardır, istek yoktur. Unutmayalım! Dünyada en geçersiz kelime, “vaktim yok, zamanım yok” kelimesidir.